google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 Finansal Göz: Mayıs 2017

31 Mayıs 2017 Çarşamba

Açık Pozisyon

Bankaların en önemli fon kaynağı mevduattır. Türkiye bankacılık sektörünün fon kaynakları içinde mevduatın payı 2017 Mart ayı itibariyle %53’tür. Bankaların topladığı mevduatın %45’i de döviz cinsindendir.

Bankaların fon kaynaklarından bir diğeri de mevduat dışı borçlanmadır. Bankalar yurtdışı piyasalardan sendikasyon ve seküritizasyon kredileri ile aynı zamanda menkul kıymet ihraç ederek de Dolar ve Euro başta olmak üzere döviz cinsinden borçlanmaktadırlar. Yani mevduat dışı borçlanmaların da önemli bir kısmı yine döviz cinsindendir.

Bankalar önemli bir kısmını döviz cinsinden topladığı bu fonları, müşterilerine genellikle Türk Lirası cinsinden krediler ile kullandırmaktadırlar. Böyle olunca bankaların döviz cinsinden sahip oldukları borçları (mevduat + mevduat dışı borçlanma), döviz cinsinden sahip oldukları alacaklarından (kullandırılan krediler) fazla olmaktadır. Bu duruma bankacılıkta açık pozisyon adı verilmektedir. Dolayısıyla açık pozisyon döviz yükümlülüklerinin döviz varlıklarını aşması olarak tanımlanabilir. Açık pozisyon sadece döviz için geçerli değildir. Değerli madenler, menkul kıymetler gibi finansal araçlar ile sahip olunan varlıkların, aynı cinsten yükümlülükleri karşılayamayan kısmına da açık pozisyon adı verilir. Ancak bankacılıkta açık pozisyon genellikle döviz için kullanılmaktadır.

Bankaların açık pozisyonu döviz kurlarındaki değişime onları çok duyarlı kılmaktadır. Çünkü döviz borcuna karşılık Türk Lirası cinsinden alacaklı olma durumu söz konusudur. Hal böyle olunca yabancı paraların Türk Lirası karşısında değer kaybetmesi bankalara olumlu şekilde yansırken, yabancı paraların Türk Lirası karşısında değer kazanması bankalara olumsuz olarak yansımaktadır. Diğer taraftan tarihsel verilere baktığımızda, Türk Lirasının önemli yabancı paralar karşısında genellikle değer kaybettiğini görüyoruz. Dolayısıyla bankacılıkta açık pozisyonun bankalara genelde olumsuz olarak yansıdığı söylenebiliriz. Bankaların kredi fiyatlamalarını yüksek tutmalarının önemli bir nedeni bahsedilen açık pozisyonlardan dolayı karşılaşılan kur riskidir.

Bankalar açık pozisyonlarından kaynaklı riski azaltmak için temelde iki şey yapabilir;

1.      Topladıkları fonların Türk Lirası cinsinden olan kısmını artırmak. Son zamanlarda bankalar Türk Lirası mevduatın faiz oranlarını artırırken, döviz cinsinden mevduatın faiz oranlarını düşürerek ya da daha az artırmaktadırlar. Böylece bankaların mevduatta Türk Lirası ağırlığını artırmaya çalıştıklarını söyleyebiliriz.

2.      Kullandırdıkları kredilerin döviz cinsinden olan kısmını artırmak. Bankalar bunu yapmak için de çeşitli yollara başvurmaktadırlar. Küresel finans krizi öncesinde kullandırılan Japon Yen’ine endeksli konut kredileri oldukça kötü sonuçlar doğurmuş sonrasında da bireysel müşterilere döviz cinsinden veya dövize endeksli kredi verilmesi yasaklanmıştı. İşletmelere ise bazı kurallar doğrultusunda döviz kredisi kullandırılabilmektedir. Ancak 2001 krizi de bu konuda çok kötü örnekler içerisinde barındırmaktadır. Hal böyle olsa da bankalar kur riskini firmalar ile paylaşmak istemekte, onları döviz kredilerine yönlendirebilmektedirler.      



Yukarıda yer alan grafikte bankaların kullandırdıkları kredilerde ve topladıkları mevduatta yabancı paranın oranları yer almaktadır. 2002 yılı Aralık ayı itibariyle mevduat ve kredilerde yabancı paranın oranı %60’ın biraz altındadır. 2004’ün ilk çeyreğine kadar ikisi birlikte hızlı bir şekilde %45’in altına gelmiştir. O tarihten bu yana mevduatta yabancı paranın oranı kredilerdeki yabancı paranın oranından hep daha yüksek olmuştur. Aradaki makas 2011 yılında baya kapansa da, sonrasında Türkiye’de yaşanan dolarizasyon süreci ile tekrardan makas açılmıştır. 2017 yılı ile birlikte makasın tekrardan açılmaya başladığını görüyoruz. Bu grafik bize kabaca bankaların açık pozisyonunu göstermektedir. 

30 Mayıs 2017 Salı

Faiz Artışı Mevduata Yaradı

            Önceki yazımda mevduat faizleri artarken, TL cinsinden kullandırılan kredilerin faizlerinin de arttığını ancak döviz kredisi faizlerinin düştüğünü ele almış, bu durumun bankaların açık pozisyonlarını kapatmaya dönük bir stratejiden kaynaklandığını ifade etmiştim. Bu yazımda da bu stratejinin ne tür sonuçlar doğurduğunu ele alacağım.

            TCMB’nin haftalık verileri ile kredi ve mevduatlardaki değişime bir göz atalım. Aşağıda yer alan grafikte bankacılık sektörünün 2016 yıl sonu ile 19 Mayıs 2017 tarihleri arasındaki kredi hacmi ve haftalık artış tutarları yer almaktadır. Buna göre bankacılık sektörünün kredi hacmi 1,69 trilyon TL’den 1,84 trilyon TL’ye çıkarak %9 oranında artış göstermiştir. Başka bir ifadeyle kredi hacmi yaklaşık olarak 152 milyar TL artış göstermiştir. Bankacılık sektörünün kredi hacminin artışına baktığımızda da haftalık olarak ortalama da 7,6 milyar TL’lik bir artış görülmektedir. Nisan ayının ortalarından itibaren düşük artış bazen de azalış gösteren kredi hacmi, son iki haftada 26 milyar TL artış göstermiştir.    

            
             Aşağıda yer alan grafikte mevduat hacmi ve haftalık değişim tutarları yer almaktadır. Bankacılık sektörünün toplam mevduatı (bankalararası mevduat hariç) 1,4 trilyon TL’den 1,5 trilyon TL’ye çıkmış ve %7,6 oranında artış göstermiştir. Başka bir ifadeyle bankacılık sektörü mevduatları yaklaşık olarak 106 milyar TL artış göstermiştir. İlgili dönemde kredilerdeki artış mevduattaki artıştan daha fazla olmuştur. Bankacılık sektörünün mevduat hacmi bir haftada ortalama 5,3 milyar TL artış göstermiştir. 21 Nisan ile biten haftadan itibaren 3 hafta üst üste gerileyen mevduat, son iki haftada yaklaşık olarak 33 milyar TL artış göstermiştir.

             
            Peki tasarruf sahiplerinin mevduat hesaplarında para birimi tercihleri ne yönde değişim göstermiş? Bu sorunun cevabını da aşağıda yer alan grafiklerde görebiliriz. TL cinsinden mevduat hesaplarına baktığımızda yıl sonunda 835 milyar TL’den 867 milyar TL’ye çıkarak %3,9 oranında artış gösterdiğini görüyoruz. Bu süreçte TL mevduat hacmi 32 milyarlık bir artış göstermiştir. Ocak ayı sonun ile düşüşe geçen TL mevduatlar Mart ayı ile birlikte tekrardan artış göstermeye başlamıştır. Bu süreçte TL mevduat hesapları haftalık olarak ortalamada 1,6 milyar TL artış göstermiştir.
  
            
            Yabancı para cinsinden mevduat hesaplarının gelişimi de aşağıda yer alan grafikte bulunmaktadır. YB mevduatlar (döviz tevdiat) Ocak ayında ciddi bir artış göstermiştir. Yılsonunda 563 milyar TL olan YB mevduat hesapları 636 milyar TL’ye çıkarak %13 oranında artış göstermiştir. İlgili dönemde YB mevduatlar 73 milyar TL artmıştır. İlgili dönemde YB mevduatlar haftalık olarak ortalamada 3,7 milyar TL artış göstermiştir.  

            
            Özetle;


Artış Tutarı (milyar TL)
Haftalık Ortalama Artış Tutarı (milyar TL)
Artış Oranı
Son İki Hafta Artış Tutarı (milyar TL)
Krediler
152
7,6
%9
26
Mevduat
106
5,3
%7,6
33
TL
32
1,6
%3,9
31
YP
73
3,7
%13
2

1.      Krediler mevduatlardan hem tutarsal hem de oransal olarak daha fazla artış göstermiştir.
2.      YP mevduatlar (döviz tevdiat), TL mevduatların oldukça üzerinde artış göstermiştir. Bu durum ülkemizde yaşanan dolarizasyon sürecine işaret etmektedir.
3.      Ancak son iki haftada ibre tersine dönmüş, TL mevduatlar 31 milyar TL artış göstermiştir. Bu artış olmasa yılsonundan bu yana TL mevduatların neredeyse hiç artmadığını belirtecektik.

Bu tespitlerden sonra, bankaların döviz kuru riskini azaltmak adına TL mevduatlara uygulanan faiz oranlarını artırarak, TL mevduatlarda artış yaşanmasını sağladığını, böylece döviz kuru riskini bir miktar azalttıklarını söyleyebiliriz.

28 Mayıs 2017 Pazar

Bankaların Döviz Kurlarıyla İmtihanı

            Son aylarda özellikle döviz kurlarındaki artıştan dolayı enflasyon oranlarının hızlı bir şekilde arttığını gördük. Bu gelişmeler son yıllarda reel getiri elde edemeyen mevduat sahiplerinin durumunu daha da kötüleştirdi. Bu sebeple mevduat hesaplarının çok fazla artış göstermediğini gördük. Aynı zamanda insanların döviz tevdiat “dövizli mevduat” hesaplarına yöneldikleri de bir gerçek. Bunun nedeni hem TL cinsinden açılan hesapların reel getiri sunmaması, hem de döviz kurlarındaki artış beklentisidir diyebiliriz. Zira döviz kurları artmadığı zaman da, döviz cinsinden reel getiri elde etmek mümkün değildir.  

Son haftalarda ise mevduat faizlerinde ciddi artışlar yaşandı. İlgili yazımda bu durumu nedenleri ile birlikte değerlendirmiştim. Şimdi ise bankacılık sektöründe son haftalarda olanları TCMB’den sağladığım verileri değerlendirerek anlamaya çalışalım.

Aşağıda yer alan grafikte bankaların Türk Lirası cinsinden kullandırdığı ticari ve tüketici kredilerinin ağırlıklı ortalama faiz oranları ve yine TL cinsinden bankalarca açılan mevduatlara uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları yer almaktadır. Buna göre 2016 yıl sonunda %14,53 olan ticari kredi faiz oranı %15,61’e, %17,03 olan tüketici kredisi faiz oranı %18,23’e, %9,64 olan mevduat faizi %11,38’e çıkmıştır. Başka bir ifade ile ticari kredi faiz oranı %7,4 ve tüketici kredisi faiz oranı %7 oranında artarken, mevduat faiz oranı ise %18 oranında artış göstermiştir. 2017 yılında mevduat faizleri kredi faizlerinden 2,5 kat daha fazla artış göstermiştir. Bu durum bankaların TL mevduatlarını artırma çabasından kaynaklanmaktadır.   


         Aşağıda yer alan grafikte ise bankaların Dolar ve Euro cinsinden kullandırdığı ticari kredilerinin ağırlıklı ortalama faiz oranları ve yine Dolar ve Euro cinsinden bankalarca açılan mevduatlara uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları yer almaktadır. Döviz cinsinden bakıldığında durum biraz karışık bir görüntü sergilemektedir. Buna göre 2016 yıl sonunda %3,75 olan Euro cinsinden ticari kredi faiz oranı %%3,65’e gerileyerek %2,7 oranında azalış göstermiştir. Dolar cinsinden ticari kredilerde ise durum daha ilginçtir. 2016 yıl sonunda %5 olan Dolar cinsinden ticari kredi faiz oranı %3,97’e gerileyerek %20,6 oranında azalış göstermiştir. Dolar ve Euro cinsinden kullandırılan kredi faiz oranlarındaki düşüşten, bankaların döviz kredisi kullandırma konusunda oldukça istekli olduklarını anlayabiliriz. Euro cinsinden açılan mevduat hesabı ağırlıklı ortalama faiz oranı %1,19’dan %1,21’e çıkarak %1,7 oranında artış göstermiştir. Dolar cinsinden açılan mevduat hesaplarının faiz oranı ise ilgili süreçte %2,5’ten, %2,83’e çıkarak %13,2 oranında artış göstermiştir. 
   

             
Aşağıda yer alan grafikte ise 2016 yıl sonu ve 19 Mayıs 2017 tarihleri arasındaki süreçte faizlerin değişim oranları bulunmaktadır. TL cinsinden kullandırılan kredilerin faiz oranları artmış ancak mevduatın faiz oranları çok daha fazla artmıştır. Euro ve Dolar cinsinden kullandırılan kredilerin faiz oranları düşerken “dövizli mevduat” hesaplarının faiz oranları artış göstermiştir.
             


            Özetle; Bankalar döviz kuru riskini azaltabilmek için ciddi bir çaba sarf etmektedir. Zira açık pozisyonları bulunmaktadır. Bunun için;
1.      TL cinsinden mevduat faiz oranlarını ciddi şekilde artırarak, mevduat sahiplerini TL hesaplara yönlendirmeye çalışmaktadırlar.
2.      Dolar ve Euro cinsi kredi faiz oranlarını düşürerek, firmaları dövizli kredi kullanmaya teşvik etmektedirler.
Böylece bankalar döviz kuru riskini azaltmakta, döviz kurlarındaki olası bir artışta fazla etkilenmemeye dönük adımlar atmaktadırlar.
Peki uygulanan bu strateji ne tür sonuçlar doğurdu. Onu da sonraki yazımda değerlendirmeye çalışayım.   

22 Mayıs 2017 Pazartesi

TEST 5

Üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde, Uygulamalı Bilimler Yüksekokullarında okuyan öğrenciler ve finansal okuryazarlık düzeylerinin artırmak isteyenler için bloğumda Soru – Cevap bölümü oluşturdum. Soruların altında bulunan web adresine gittiğinizde sorunun cevabına ulaşabilirsiniz. Kamu Personeli Seçme Sınavı, Müfettişlik / Uzmanlık Sınavları, Sermaye Piyasası Kurulu Lisanslama Sınavları ve Banka Sınavlarına hazırlıkta da faydalı olacağını düşündüğüm sorulardan oluşan testlerden beşincisi…
Gördüğünüz gibi Soru – Cevap bölümünün faydasının olmadığı bi sınav yok :) Buyrun o zaman…

1.               “Gelişmiş ülkelerde faaliyet gösteren halka açık işletmeler görece daha istikrarlı kar payı dağıtma eğilimindedirler.” Bu ifade…
a.               Doğrudur
b.               Yanlıştır

2.               Borsa İstanbul Hisse Senedi Piyasasında Dolar bazında en yüksek kayıp hangi yıl görülmüştür?
a.               1988
b.               1994
c.               2000
d.              2008

3.               2017 Şubat ayında yapılan düzenleme ile Foreks piyasasında başlangıç teminatı kaç liraya çıkarılmıştır?
a.               25.000
b.               50.000
c.               100.000

4.               “Dolar endeksi ABD’nin faiz artırmaya başlayacağı beklentisiyle yükselişe geçmiştir.” Bu ifade…
a.               Doğrudur
b.               Yanlıştır

5.               Cari açık veren bir ülkede faiz oranlarının artırılmasının döviz kurlarına karşı nasıl etki yapması beklenir?
a.               Döviz kurlarının artması beklenir.
b.               Döviz kurlarının düşmesi beklenir.

I-               Ticari Bankalar
II-            Katılım bankaları
III-         Yatırım ve kalkınma bankaları
6.               Yukarıda sayılan banka türlerinde hangisi veya hangileri mevduat toplamaya yetkilidir?
a.               I
b.               II
c.               I ve II
d.              I ve III
e.               I, II ve III
7.               “Türkiye’de son yıllarda uzun vadeli mevduattan daha az oranda stopaj kesintisi yapılmaktadır.” Bu ifade…
a.               Doğrudur
b.               Yanlıştır

8.               Meksika’nın para birimi aşağıdakilerden hangisidir?
a.               Rupi
b.               Dolar
c.               Pezo
d.              Ringit


a.               7,2
b.               5,8
c.               5,2
d.              4,8

10.           Bileşik faiz etkisinin bir sonucu olarak bir yatırımdan elde edilen gerçek faiz oranına ne ad verilir?
a.               Brüt faiz oranı
b.               Net faiz oranı
c.               Nominal faiz oranı 
d.              Efektif faiz oranı