google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 Finansal Göz: Haziran 2017

29 Haziran 2017 Perşembe

Dolara Yüksek Faiz! Öyle mi?

Bankalar son dönemde tekrardan gündemin üst sıralarında. Yükselmiş olan faizler nedeniyle… Ancak önceki yazımda son zamanlarda TL mevduatın reel faizinin negatif olduğunu, enflasyon oranı beklentiler dâhilinde düşerse, bugünlerde görece yüksek olan faiz oranlarından mevduat hesabı açtıranların reel kazanç sağlayabileceklerini görmüştük. Evet, sanılanın aksine, son zamanlarda mudiler yaklaşık %12’lik enflasyon oranından dolayı reel bir kazanç sağlayamıyorlar. Yani satın alma güçleri artmıyor, aksine azalıyor. Tasarruf sahiplerini dövize yönlendiren bir neden de bu. TL mevduat hesaplarının reel kazanç sunmaması. Böylece bankalarda döviz cinsinden tutulan mevduatın toplam mevduat içindeki oranı %45’lere kadar da yükseldi. Bu süreç dolarizasyonu körükleyerek hem bankaların, hem de ülkemizin riskini artırıyor. Peki TL mevduattan reel kazanç sağlayamayıp dövize yönelen mudiler, döviz tevdiat hesaplarından (DTH) reel bir kazanç elde edebilmişler mi? Bu yazıda da bu soruya cevap arayalım.

Türkiye’de bankalarda açılan tevdiat hesaplarının çoğunluğu Dolar ile açılmakta. Dolayısıyla bu yazıda Dolar ile açılan tevdiat hesaplarının faiz oranlarını değerlendireceğim. Merkez Bankası verilerinden derlediğim aşağıda yer alan grafikte 1 aya, 3 aya, 6 aya, 1 yıla kadar ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olarak bir sınıflandırma yapılmaktadır. Grafikte toplam olarak yer alan veri, tüm vadeler için Dolar üzerinden açılan vadeli hesapları göstermektedir. Öncelikle TL mevduat ve döviz tevdiat hesapları arasındaki korelasyonun yüksek (yaklaşık 0,80) olduğunu belirtelim. Yani TL mevduat ve DTH faiz oranları birlikte artıp birlikte azalmışlar. DTH faiz oranlarının küresel finans krizinden sonra %5 düzeylerinden %1’li seviyelere kadar düştüğü görülmektedir. 2012 yılına doğru tekrardan artışa geçse de, 2013 yılında tekrardan %1’li seviyelere kadar düşmüştür. Sonrasında, 2016 yılına kadar yatay bir seyir söz konusudur. Son aylarda ise TL mevduatın faiz oranları gibi, DTH faiz oranları da artış göstermiştir.   

   
Yukarıdaki yer alan DTH faiz oranları brüttür. Yani bu oranlardan stopaj kesintisi yapılmaktadır. DTH stopaj oranı, 2013 yılı itibariyle 6 aya kadar %18, 1 yıla kadar %15 ve 1 yıldan uzun vadelerde %13 olarak uygulanmaya başlanmıştır. Vadeli mevduat hesaplarının önemli bir kısmı 3 aya kadar vadelidir. Yani DTH önemli bir kısmından %18 oranında stopaj kesintisi yapılmaktadır. Detay için ilgili yazıya bakılabilir. DTH stopaj oranları TL mevduatınkinden daha yüksektir. Bu uygulama ile de dolarizasyonun önlenmeye çalışıldığı söylenebilir. Stopaj kesintisi yapıldıktan sonra kalan oran mevduat sahiplerinin (mudi) yatırımlarındaki nominal artışı göstermektedir. Ancak DTH ile asıl kazanç Doların TL karşısında değerlenmesi ile sağlanmaktadır. Yani yatırımcılar vadeli DTH faizinden ziyade, kur değişiminden kazanç sağlamaktadırlar. Tabii Dolar TL karşısında değer kazanırsa.

Mudilerin satın alma güçlerindeki artışı görmek için Dolar üzerinden (Toplam) açılan tüm hesapları dikkate alıp, %18 stopaj kesintisi yaptıktan sonra aşağıda grafikte aybaşlarındaki faiz oranlarını elde etmekteyiz. Brüt faiz oranından stopaj kesintisi yapıldıktan sonra elde ettiğimiz bu oranlar net faiz oranlarıdır. Mudiler tevdiat hesaplarından nominal olarak tabii ki, pozitif bir getiri elde etmekteler. Ancak Dolar/TL değişimi getiriye çoğunlukla pozitif olarak yansısa da, negatif de yansıyabilmektedir. Örneğin yıllık %4 net faiz oranı ile açtırılan DTH 1 yıl sonra %4 getiri sunacak ancak Dolar TL karşısında bu dönemde %4 değer kaybederse söz konusu kazanç ortadan kalkacaktır. Doların değer kaybı %4’den daha fazla olursa da nominal olarak bir kayıp ortaya çıkacaktır. O zaman hem DTH faiz oranlarını hem de Doların TL karşısındaki değişimini dikkate alarak olaya bakalım. İlgili dönemde mudiler DTH ortalamada yıllık %2,2 oranında faiz getirisi elde etmişlerdir. Diğer taraftan Dolar ise TL karşısında ortalamada yılda %11,1 oranında değer kazanmıştır. Yani Dolar TL karşısında genel olarak değer kazandığı için bu durum mudilere olumlu şekilde yansımıştır. Sonraki aylarda beklenen getiriyi hesaplamak için Doların TL karşısında yıllık olarak %11,1 oranında artmaya devam edeceği varsayılmıştır.
    

Aşağıda yer alan grafikte hem faiz oranından hem de kurdaki değişimden sağlanan yıllık getiri oranları yer almaktadır. Doların TL karşısında önemli ölçüde değer kazandığı dönemlerde DTH getirisi oldukça yüksek gerçekleşmiştir. Ancak sınırlı dönemlerde de olsa TL’nin değer kazanması ile DTH hesaplarının nominal getirisinin negatife döndüğü de görülmektedir. İlgili dönemde mudilerin ortalama yıllık getirisi %13,5 olmuştur. Yani bir miktar parayla Dolar alınıp DTH açılsa ve dönem sonunda anapara ve elde edilen faiz ile tekrardan TL alınsa yıllık ortalama kazanç net olarak %13,5 olmuştur. Önceki yazımda TL mevduatlar için yıllık ortalama net faizin %9,2 olduğunu bulmuştuk. Yani ilgili dönemde DTH, TL mevduat hesaplarından daha yüksek getiri sunmuştur.    


Son olarak DTH reel getirisine bakalım. Yani nominal getiriden enflasyonu arındıralım. Ancak reel getiriyi hesaplayabilmek için enflasyon oranları bir yıl gecikmeli olarak kullanılması gerektiğini de belirtelim. Aşağıda yer alan grafik bize bunu vermekte. Merkez Bankasının 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi %8,32’dir. Son aylarda açılan hesapların reel getirisini hesaplayabilmek adına grafikteki son 12 ay için %8,32’e ulaşacak bir indirim her ay aynı miktarda gerçekleştirilmiştir. Mudilerin reel getirisinin de çoğunlukla pozitif olduğunu belirtelim. Yani DTH sahiplerinin satın alma güçleri genellikle artmış. Bu dönemde ortalama yıllık reel getiri %4,8 düzeyinde. Bu oran TL mevduatlar için yaklaşık %1 dolaylarındadır. 

  
Sonuç olarak;
1) DTH sahipleri faizden ziyade Doların TL karşısında değer kazanması ile kazanç sağlamaktadırlar. Yani yüksek olan faiz değil, Doların TL karşısındaki yüksek değer kazancıdır.
2) Yıllık ortalama net getiri oranı;
a. TL Mevduat %9,2
b. DTH %13,5 (%2,2 faiz, %11,1 kur değişimi)
3) Yıllık ortalama reel getiri
a. TL Mevduat %1
b. DTH %4,8
4) DTH tercih edenler kendileri açısından isabetli karar vermişler, TL mevduat hesabı açtıranlara göre hem nominal hem de reel olarak getirileri daha yüksek olmuştur. Görece riski düşük olan böyle bir yatırımda yaklaşık %5’lik reel getiri oldukça yüksektir.
5) TL mevduat ve DTH faiz oranları birlikte hareket etmektedir.
6) Bu analiz yerli yatırımcılar için gerçekleştirilmiştir. Enflasyon oranımız yüksek olduğu için, nominal getiriyi önemli ölçüde azaltmıştır.
7) Ülkemizde DTH açtıran yabancıların reel getirisi çok daha yüksektir. Çünkü kendi ülkelerinde enflasyon oranları daha düşüktür. Yabancının reel getirisi için ilgili yazım okunabilir. 
8) Ancak Doların TL karşısında daha fazla değer kazanmayacağını düşünen bazı yabancı yatırımcılar son zamanlarda TL mevduat hesaplarına yönelmektedir.
9) DTH yüksek reel getirisi (faizden ziyade Doların değer kazanması ile) yatırımcıları cezbetmekte ancak bu durum dolarizasyona neden olarak bankaların ve ülkemizin riskini artırmaktadır. 

Önceki yazımda TL mevduatın faiz oranının yüksek olmadığını, yüksek olanın enflasyon olduğunu belirtmiştim. Bugünkü değerlendirmede ise DTH faiz oranının yüksek olmadığını, yıllar itibariyle Doların TL karşısındaki değer kazancının yüksek olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla yüksek enflasyon oranına ve TL’yi negatif ayrıştıran faktörlere yoğunlaşmamız gerekmektedir. 
Teşhis doğru yapılmazsa uygulanan tedaviden sonuç almak nasıl mümkün olabilir?

24 Haziran 2017 Cumartesi

Yüksek Olan Faiz mi?

       Son günlerde mevduat ve kredi faizlerindeki artış şikâyet konusu olmakta. Evet, mevduat ve kredi faizleri arttı ancak yüksek sayılır mı? Öyleyse sadece faizler mi yüksek? Enflasyon ne alemde? Bu yazıda söz konusu sorulara cevap arayalım.

      Aşağıda yer alan grafikte 2007 yılından bu yana ticari bankalarda TL üzerinden açılan vadeli hesaplara uygulanan faiz oranları yer almaktadır. Merkez Bankası verilerinden derlediğim grafikte 1 aya, 3 aya, 6 aya, 1 yıla kadar ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olarak bir sınıflandırma yapılmaktadır. Grafikte toplam olarak yer alan veri, tüm vadeler için TL üzerinden açılan vadeli hesapları göstermektedir. Mevduat faiz oranları Eylül 2008’de Lehman Brothers isimli yatırım bankasının iflası ile patlak veren küresel finans krizi sonrasında ciddi bir düşüş sürecine girdiği görülmektedir. Bu durum dünyadaki eğilime paralel bir şekilde gerçekleşmiştir. Ancak mevduat faiz oranları 2013 yılının İlkbaharında en düşük seviyesine ulaşmıştır. Mayıs 2013’de %5’den daha düşük faiz oranları ile vadeli mevduat hesaplarının açıldığı görülmüştür. O dönemden bugüne ise mevduat faiz oranları artış göstermiştir. Son dönemde ise mevduat faiz oranlarının artışı hızlanmış 2009 yılından bu yana olan en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Döviz cinsinden açılan vadeli (Döviz Tevdiat Hesabı, DTH) mevduat hesaplarında faiz oranlarında da benzer bir durum söz konusudur. Ancak son zamanlarda bankalar açık pozisyonlarından ve döviz kurlarındaki dalgalanmalardan dolayı, kur riskini azaltabilmek için DTH faiz oranlarını, TL mevduat hesaplarına göre daha az artırarak, mudileri TL hesaplara yönlendirmeye çalışmışlardır. Bu durum ilgili yazımda analiz edilmiştir.           


    Yukarıdaki yer alan mevduat faiz oranları brüttür. Yani bu oranlardan stopaj kesintisi yapılmaktadır. Stopaj oranı 2013 yılından önce tüm vadeler için %15 iken, 2013 yılı itibariyle 6 aya kadar %15, 1 yıla kadar %12 ve 1 yıldan uzun vadelerde %10 olarak uygulanmaya başlanmıştır. Stopaj kesintisi yapıldıktan sonra kalan oran mevduat sahiplerinin (mudi) yatırımlarındaki nominal artışı göstermektedir. Net faiz oranı diyeceğimiz bu oran mudilerin servetindeki net artışı göstermektedir. Örneğin net faiz oranı %10 ise bankaya yatırılan 100 TL, 1 yıl sonra 110 TL’ye ulaşacak demektir. Daha önce de belirttiğimiz üzere bu artış nominal bir artıştır. Başka bir ifade ile mudilerin yatırım tutarları artmıştır. Satın alma güçlerinin artıp artmadığının anlaşılması için enflasyon oranını bu orandan arındırmak gerekmektedir. Böylece reel faiz oranı bulunacaktır. Zira tasarruf sahipleri satın alma güçlerini artırma beklentisi ile vadeli mevduat hesabı açtırmaktadırlar. Diğer taraftan bankalarda açılan vadeli mevduat hesaplarının önemli bir kısmı 3 aya kadar vadelidir. Yani mevduatın önemli bir kısmından %15 oranında stopaj kesintisi yapılmaktadır. Detay için ilgili yazıya bakılabilir.

        Mudilerin satın alma güçlerindeki artışı görmek için TL üzerinden (Toplam) açılan tüm hesapları dikkate alıp, %15 stopaj kesintisi yaptıktan sonra aşağıda yer alan grafiği elde etmekteyiz. Aynı zamanda enflasyon oranları da grafikte bulunmaktadır. Ancak reel getiriyi görebilmek için enflasyon oranları bir yıl gecikmeli olarak grafikte yer almaktadır. İlgili dönemde bankalarda vadeli mevduat hesabı açtıran mudilerin satın alma güçlerinin her zaman artmadığı görülmektedir. Dönem dönem mevduat hesabından elde edilen kazançtan daha fazlasının, enflasyon tarafından eritildiğini görmekteyiz. Ancak ilgili dönemin çoğunda mevduat faiz oranları beklendiği üzere enflasyon oranlarının üzerindedir. Merkez Bankasının 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi %8,32’dir. Grafikteki son 12 ay için %8,32’e ulaşacak bir indirim her ay aynı miktarda gerçekleştirilmiştir.  


Aşağıda yer alan grafikte 2007 yılından günümüze mevduat hesaplarının reel faiz oranları yer almaktadır. Küresel finans krizinden önce reel faizin oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Ocak 2007 - Haziran 2017 arasında ise reel faiz ortalamada yaklaşık olarak %1 civarındadır. Yani bankalarda mevduat hesabı açtıran mudilerin satın alma güçleri yılda %1 düzeyinde artmış bulunmaktadır. Mevduata 100.000 TL’ye kadar devlet güvencesi olduğu dikkate alınırsa, riski düşük olan bu yatırım aracından %1 reel getiri sağlamak makul görülebilir. Ancak reel faizin dönem dönem negatif düzeylere ulaştığı da görülmektedir. Bu durum mudilerin yatırım tutarlarının arttığı ancak satın alma güçlerinin azaldığı anlamına gelmektedir. Bu durum tasarruf sahiplerinin mevduat hesaplarına eskisi kadar rağbet etmemelerini beraberinde getirmiştir. Reel faiz oranı 2016 yılının Mart ayında bu yana negatiftir. Beklentiler dâhilinde enflasyonun kademeli olarak 1 yıl sonra %8,32 düzeylerine ineceği varsayımıyla pozitife dönecektir. Dolayısıyla mevduat sahiplerinin yüksek faiz geliri elde ettiğini söylemek pek doğru değildir.   


Son dönemde mevduat faiz oranları artmış ancak yükselen enflasyondan dolayı tasarruf sahiplerinin satın alma güçleri artmamıştır. Enflasyon beklentiler dâhilinde düşerse, tasarruf sahipleri reel bir kazanç sağlamaya başlayacaklardır. Sağlanacak reel kazancın da yüksek değil makul olacağını belirtmek gerekir. Dolayısıyla şikâyet edilmesi gereken yüksek enflasyon oranıdır. Tespit doğru yapılırsa çözüme daha kolay ulaşılır. 
     Mevduat faiz oranlarının neden arttığı ve kredi faizlerine olan yansımasını da sonraki yazımda değerlendireyim. 

19 Haziran 2017 Pazartesi

TEST 7

Üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde, Uygulamalı Bilimler Yüksekokullarında okuyan öğrenciler ve finansal okuryazarlık düzeylerinin artırmak isteyenler için bloğumda Soru – Cevap bölümü oluşturdum. Soruların altında bulunan web adresine gittiğinizde sorunun cevabına ulaşabilirsiniz. Kamu Personeli Seçme Sınavı, Müfettişlik / Uzmanlık Sınavları, Sermaye Piyasası Kurulu Lisanslama Sınavları ve Banka Sınavlarına hazırlıkta da faydalı olacağını düşündüğüm sorulardan oluşan testlerden yedincisi…
Gördüğünüz gibi Soru – Cevap bölümünün faydasının olmadığı bi sınav yok :) Buyrun o zaman…

1.    Borsa İstanbul Hisse Senedi Piyasası’ndan sağlanan Dolar bazında ortalama yıllık getiri yaklaşık olarak yüzde kaçtır?
a.       15
b.      25
c.       40
d.      60

2.    “Foreks uluslararası döviz piyasaları anlamına gelmektedir.” Bu ifade…
a.       Doğrudur
b.      Yanlıştır

3.      Şubat ve Mart 2017’de TL’nin Dolara karşı değer kazanmasında hangi faktörün etkili olduğu söylenebilir?
a.       Yaklaşan referandum
b.      Yüksek gelen enflasyon oranı
c.       Kar realizasyonu

4.      “Bankaların en temel fonksiyonu tasarruf sahiplerinden mevduat toplayıp, fon ihtiyacı olanlara kredi vermektir.” Bu ifade…
a.       Doğrudur
b.      Yanlıştır

5.      Bileşik faiz yönteminde para…
a.       Artarak artar.
b.      Azalarak artar.
c.       Sabit artış gösterir.

6.      Zloti hangi ülkenin para birimidir?
a.       Rusya
b.      Endonezya
c.       Arjantin
d.      Polonya

7.      Faizinde faizinin hesaplandığı yöntem hangisidir?
a.       Basit faiz
b.      Bileşik faiz

8.      Bir miktar para %100 faiz oranı üzerinden ne zamanda 2 katına çıkar?
a.       6 ay
b.      1 yıl
c.       2 yıl

9.      Vadeli mevduat hesabı açtırırken, vade seçiminde hangi faiz oranını dikkate almak en doğru yaklaşım olur?
a.       Nominal faiz oranı
b.      Reel faiz oranı
c.       Efektif faiz oranı

10.  Satın alma gücündeki artışı ne gösterir?
a.       Reel faiz
b.      Nominal faiz
c.       Enflasyon oranı

16 Haziran 2017 Cuma

Teşviklerin Bütçeye Etkisi

      Maliye Bakanlığı 2017 yılı Mayıs ayı bütçe gerçekleşmelerini açıkladı. Ekonomik büyümenin desteklenmesi adına uygulanan genişlemeci maliye politikası bütçe disiplinini bozuyor. Yıllardan beri düşük seyreden bütçe açıkları artmaya başladı. Ekonomik büyüme için bu alanın kullanıldığını söyleyebiliriz.

      2017 yılı Mayıs ayında 3,7 milyar TL fazla veren bütçe, 2017 yılı Mayıs ayında 6,4 milyar TL fazla verdi. Geçen ay açık veren bütçe bu ay fazlaya dönmüş oldu.


Mayıs ayında bütçe gelirleri önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık %16 oranında artarak 57,5 milyar TL olurken, bütçe giderleri yaklaşık %11 oranında artarak 51,1 milyar TL’ye yükseldi.  
 
Ocak – Mayıs 2016 döneminde bütçe 9,1 milyar TL fazla vermişken, Ocak – Mayıs 2017 döneminde bütçe 11,5 milyar TL açık verdi.   

 
Ocak - Mayıs 2017 döneminde bütçe gelirleri önceki yılın aynı dönemine göre %10,5 oranında artarak yaklaşık 255 milyar TL olurken, bütçe giderleri %20,2 oranında artarak yaklaşık 267 milyar TL’ye yükseldi. 

  
Bu veriler ışığında bütçe gelirlerinin oldukça sınırlı arttığını, hatta enflasyon oranının altında bir artış gösterdiğini görüyoruz. Bütçe giderlerindeki artış ise gelirlerdeki artışın iki katı. Uygulanan genişlemeci maliye politikasının bütçe gelirlerinin sınırlarken bütçe giderlerini önemli oranlarda artığını belirtebiliriz.

      Genişlemeci maliye politikası ekonomik büyümeye yaptığı katkı yadsınamaz. İlk çeyrekte %5 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte de yüksek bir büyüme oranı yakalayabilir. Ancak genişlemeci maliye politikasının uzun süre sürdürülemeyeceği dikkate alınırsa, büyümenin istikrar kazanması için yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğu da bir gerçek. Yoksa bir süre sonra düşük büyüme oranları ve kısa vadeli kazanımlar için elimizden kaçan mali disiplinin ortaya çıkaracağı problemler ile karşı karşıya kalabiliriz. 
       Mali disiplinin önemine dair ilave bilgiler için ilgili yazım okunabilir.

11 Haziran 2017 Pazar

İnşaat Halinde Ev Almak Avantajlı mıdır?

Son yıllarda birçok kişi inşaat halinde ev alma yoluna başvurmaktadır. Böylece hayallerindeki eve daha uygun koşularda kavuşmayı ummaktadırlar. Peki, bu beklenti ve karşılaşılan sonuçlar ne kadar uyumludur. İnşaat halinde bir ev satın aldığınızda büyük bir risk de aldığınızı bilmeniz gerekir. Geçmişe baktığımızda bu konuda mağdur olan birçok insan bulunmaktadır. Müteahhidin yükümlülüklerini yerine getirememesi, hapse düşmesi veya insanların dolandırılarak mağdur edildiği birçok örnek gösterilebilir. İnşaat firması ve arsa sahibinin arasında anlaşmazlıklar doğarak daire sahipleri mağdur durumda kalabilir. Çeşitli nedenler ile tamamlanamamış dairelerin, sahipleri tarafından bitirilmesi durumu ortaya çıkabilir.

Bu riskler söz konusu iken inşaat halinde ev almak mantıklı mıdır? Bu soru size sunulan fiyat ve sizin risk almaya ne kadar iştahlı olduğunuzla alakalıdır. Gerçekten çok makul bir fiyat size teklif edilmiş olabilir. Siz de bu durumu değerlendirmek istiyor olabilirsiniz. Şayet böyle bir alışveriş yapacaksanız birçok projeye imza atmış, çevresinde iyi tanınan bir müteahhit ile anlaşmanız önerilebilir. Ancak olumsuz ekonomik durumların bütün girişimcileri zor durumda bırakabileceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla böyle bir alışveriş yapacaksanız aynı zamanda bir bankadan konut kredisi kullanmanız da tavsiye edilebilir. Bitmemiş bir ev için kredi bulmak zor olabileceği gibi, aksine müteahhidin anlaştığı bir banka da bulunabilir. Böylece banka garantisinin verdiği rahatlıkla uykusuz geceler geçirmemiş olursunuz. 

Burada başka bir konu, inşaat halinde ev almanın avantajlı olduğu yönündeki genel algının doğru olup olmadığıdır. İnsanlar genellikle anahtar teslimine kadar inşaat firmasına ödedikleri paranın, anahtar teslim tarihindeki değerini hesaplamazlar. Oysa ilgili ödemelerin maliyetinin de hesaplanması gerekmektedir. Şöyle de düşünülebilir, her ay yapılan ödemeler ile mevduata, dövize, altına veya hisse senetlerine yatırım yapsaydım anahtar teslim tarihinde bu ödemeler kaç liraya ulaşırdı?  Bu hesap yapıldıktan sonra inşaat halinde ev almanın avantajlı olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Böyle bir hesap yaptığınızda alışverişinizin aslında çok da avantajlı olmadığını görebilirsiniz. Almış olduğunuz risk ve uykusuz geceleriniz cabası olacaktır. Bazen insan ne kadar büyük bir risk aldığının farkına maalesef çok geç varmaktadır. İnşaat halindeki bir evi satın almak bu duruma çok güzel bir örnektir. Bu duruma başka güzel bir örnek de geliri döviz cinsinden olmayan kişilerin dövizli kredi kullanmalarıdır. Maalesef bu hata da toplumuzda yaygın olarak yapılmaktadır. Gerçi, Japon Yen’ine endeksli kullandırılan konut kredileri küresel krizin de etkisiyle büyük sorunlar doğurduğu için, BDDK tarafından gerçek kişilerin dövizli konut kredisi kullanmaları yasaklanmıştır. Firmalar ise belirli kriterlere göre döviz kredisi kullanabilmektedir. 

7 Haziran 2017 Çarşamba

TEST 6

Üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde, Uygulamalı Bilimler Yüksekokullarında okuyan öğrenciler ve finansal okuryazarlık düzeylerinin artırmak isteyenler için bloğumda Soru – Cevap bölümü oluşturdum. Soruların altında bulunan sayfaya gittiğinizde sorunun cevabına ulaşabilirsiniz. Kamu Personeli Seçme Sınavı, Müfettişlik / Uzmanlık Sınavları, Sermaye Piyasası Kurulu Lisanslama Sınavları ve Banka Sınavlarına hazırlıkta da faydalı olacağını düşündüğüm sorulardan oluşan testlerden altıncısı…
Gördüğünüz gibi Soru – Cevap bölümünün faydasının olmadığı bi sınav yok :) Buyrun o zaman…

1.      Satın aldığınız hisse senedinin fiyatı artmış, ancak hisse senedini satmadığınız için kazanç realize olmamıştır. Bu durumdaki kazanca ne ad verilir?
a.       Nominal kazanç
b.      Reel kazanç
c.       Fiktif kazanç
d.      Kâğıt üzerinde kazanç

2.      Borsa İstanbul Hisse Senedi Piyasası’ndan sağlanan TL bazında ortalama yıllık getiri yaklaşık olarak yüzde kaçtır?
a.       20
b.      40
c.       60
d.      80

3.      2016 yılında Türkiye’de Foreks piyasasında işlem yapanların çoğu…
a.       Kar etmiştir.
b.      Zarar etmiştir.

4.      Türkiye’de 2015 ve 2016 yılında hangi gösterge rekor düzeye gerçekleşmiştir?
a.       Net hata noksan
b.      Cari açık
c.       Enflasyon

5.      İslam dinine uygun yöntemler ile finansal hizmetler sunan kurumlar kaç yılında Katılım Bankası statüsüne kavuşmuştur?
a.       1992
b.      1999
c.       2002
d.      2006
e.       2009

6.      “Yıllar geçtikçe bileşik faizin etkisi azalır.” Bu ifade…
a.       Doğrudur
b.      Yanlıştır

7.      Güney Afrika’nın para birimi aşağıdakilerden hangisidir?
a.       Pezo
b.      Dolar
c.       Rand
d.      Ringit

8.      “Mevduat faiz oranları ….. cinsinden ifade edilir.” Boşluğa hangi ifade gelmelidir?
a.       Gün
b.      Ay
c.       Yıl

9.      Yılda bir kez faizlendirme yapılırsa nominal faiz efektif faize eşit olur? Bu ifade ….
a.       Doğru
b.      Yanlış

10.  Enflasyon arındırılmış faiz oranına ne ad verilir?
a.       Nominal faiz
b.      Net faiz
c.       Reel faiz
d.      Bileşik faiz