google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 Finansal Göz: Yabancı Yatırımcının Azalan Reel Getirisi

13 Mart 2017 Pazartesi

Yabancı Yatırımcının Azalan Reel Getirisi


Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artış olarak tanımlanan enflasyon, satın alma gücümüzü azaltıyor. Örneğin Türkiye’de 2002 yılındaki yaklaşık %30 olan enflasyon oranı Türkiye’de yaşayan yatırımcıların satın alma gücünü epey azaltmış bulunmaktadır. Peki söz konusu yatırımcı başka bir ülkede yaşıyorsa durum ne olmalı? Tabi ki yatırımcının yaşadığı ülkenin enflasyon oranı dikkate alınmalı.
           Bu yazıda yabancı yatırımcıların Türkiye’de yaşayan yatırımcılardan neden daha fazla reel faiz elde ettiğini sorguluyoruz. Cevap basit. Enflasyon oranları daha düşük olduğu için. Ancak bu her zaman yeterli değil. Zira yabancı yatırımcı kendi ülke para birimi üzerinden tasarrufta bulunmakta, Türkiye’de yatırım yaptığında da kur riski üstlenmektedir. Bazen bu risk düşük enflasyon oranının sağladığı avantajı ortadan kaldırabilir.
Önceki yazımda 2002-2016 yılları için yaptığımız reel faiz hesaplamaların benzerini Amerikalı bir yatırımcı için yapalım. Bunun için yılbaşlarında belirli miktarda Doları TL’ye çevirip bir yıl vadeli mevduat hesabı açıldığını, yıl sonunda ise tekrardan Dolar alınacağını varsayıyoruz. Örneğin Amerikalı bir yatırımcı 2002 yılı başında 1.000 Dolarını 1.453.615 kur üzerinden TL’ye çevirecek ve 1.453.615.000 TL ile bir yıl vadeli mevduat hesabı açtıracak, yıl sonunda bu para net nominal faiz oranı kadar artacak ve 2.169.520.388 liraya ulaşacaktır. Yıl sonunda bu para ile 1.634.501 TL olan kur üzerinden Dolara çevrilecektir. Böylece yatırımcının eline 1.327,33 Dolar geçecektir. Yılbaşındaki 1.000 Dolar yıl sonunda 1.327,33 Dolara ulaşmıştır. Yatırımcının parası bir yılda nominal olarak %32,73 oranında artış göstermiştir. Başlangıç değerimiz 1.000 Dolar olduğu için bu oranı kolayca hesaplayabildik. Bu hesaplama Değişim Oranı formülü kullanılarak yapılabilir. Son olarak Amerika’nın enflasyon oranları kullanılarak reel faiz hesaplamaları yapılmıştır. 15 yıllık sürecin 9 yılında pozitif reel faiz söz konusudur.
  
Değişim Oranı = Son Değer / İlk Değer – 1 veya (Son Değer – İlk Değer) / İlk Değer

Yıllar
Nominal Faiz Oranı
Net Nominal Faiz Oranı
Yılbaşı Dolar Satış
Yılsonu Dolar Alış
Dolar Cinsinden Net Nominal Faiz Oranı
Enflasyon Oranı
Reel Faiz Oranı
2002
57,94%
49,25%
1.453.615
1.634.501
32,73%
2,40%
29,62%
2003
50,70%
43,10%
1.647.654
1.395.835
68,91%
1,90%
65,76%
2004
27,52%
23,39%
1.399.998
1.342.100
28,72%
3,30%
24,60%
2005
20,26%
17,22%
1,3427
1,343
17,19%
3,40%
13,34%
2006
16,09%
13,68%
1,3483
1,4131
8,46%
2,50%
5,82%
2007
17,98%
15,28%
1,4124
1,1647
39,80%
4,10%
34,29%
2008
17,30%
14,71%
1,1649
1,5123
-11,64%
0,10%
-11,73%
2009
17,50%
14,88%
1,5291
1,5057
16,66%
2,70%
13,59%
2010
9,63%
8,19%
1,4945
1,546
4,58%
1,50%
3,04%
2011
8,34%
7,09%
1,545
1,9065
-13,22%
3,00%
-15,74%
2012
9,60%
8,16%
1,898
1,7826
15,16%
1,70%
13,24%
2013
8,49%
7,47%
1,7862
2,1343
-10,06%
1,50%
-11,39%
2014
7,69%
6,77%
2,1343
2,3189
-1,73%
0,80%
-2,51%
2015
9,36%
8,24%
2,3311
2,9076
-13,22%
0,70%
-13,83%
2016
10,44%
9,19%
2,9233
3,5318
-9,62%
2,10%
-11,48%
Not: 2005 yılında Türk Lirasından altı sıfır atılmıştır.

Aşağıda yer alan grafikte Türkiye ve Amerikan’ın yıllık enflasyon oranları bulunmaktadır. 15 yıllık süreçte Türkiye’de ortalama enflasyon oranı %10,38 iken Amerika’da %2,11’dir. Enflasyonun satın alma gücü üzerindeki etkisi Amerika’da daha azdır.



Son olarak Türkiye’de yaşayan yatırımcı ile Amerika’da yaşayan yatırımcının bir yıl vadeli mevduattan elde ettiği reel faiz oranlarını karşılaştıralım. Türkiye’de yaşayan yatırımcı için yıllık ortalama reel faiz oranı %5,27, Amerika’da yaşayan yatırımcı için %9,11’dir. Ancak Amerikalı yatırımcının riski de belirgin şekilde daha yüksektir. 2003 yılında %66 oranında reel faiz söz konusu iken 2011 yılında %16 oranında negatif faiz söz konusudur. Son yıllarda ise her iki yatırımcı için de ya çok düşük reel faiz ya da negatif reel faiz söz konusudur. Son yıllarda mevduat hesapları iyi bir alternatif olmaktan çıkmıştır.


Reel Faiz Oranı

Amerika’da Yaşayan Yatırımcı
Türkiye’de Yaşayan Yatırımcı
2002-2016
%9,11
%5,27
2002-2007
%28,91
%11,28
2008-2016
%-4,09
%1,27

İncelediğim dönemi küresel finans krizinin başladığı yıl olan 2008’den itibaren ikiye ayırırsak oldukça ilginç bir tablo karşımıza çıkıyor. 2002-2007 döneminde Amerika’da yaşayan yatırımcı ortalamada %28,91 oranında reel faiz elde ediyor. Bu durum hem Amerika’nın düşük enflasyon oranından hem de Dolar/TL kurunun azalan trendinden kaynaklanıyor. Birkaç puanlık reel faizin yeterli görülebildiğini düşündüğümüzde yaklaşık %29’luk reel faizinin devasa bir getiri olduğunu söyleyebiliriz. Aynı dönemde Türkiye’de yaşayan yatırımcıların reel getirisi ise %11,28 olmuştur. Bu oranda oldukça yüksek kabul edilebilir. Söz konusu yüksek getiriler ilgili dönemdeki tasarruf artışlarını açıklayan en önemli nedendir. Ancak 2008-2016 döneminde Amerika’da yaşayan yatırımcı reel olarak kayıptadır. Söz konusu kayıp oranı yaklaşık olarak %4’tür. Türkiye’de yaşayan yatırımcının reel faiz oranı yaklaşık olarak %1 kadardır. 2008-2016 döneminde getiriler istikrarlı değildir risk yüksektir. Türkiye gibi cari açık veren ve iç tasarrufları arttırması gereken ülkelerin birkaç puanlık reel getiri sunuyor olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde tasarrufları arttırmak pek mümkün değildir.



Sonuç olarak Türkiye’de yabancı yatırımcıların yerli yatırımcılara göre daha yüksek reel faiz elde ettiği söylenebilir. Ancak dönem başında düşük fiyattan Türk Lirasına çevrilen dövizin, dönem sonunda çok daha yüksek bir fiyatla tekrardan dövize çevrilmesi ile karşılaşılan döviz kuru riski de oldukça yüksektir. Bu risk elde edilen yüksek faiz getirilerini bile negatife çevirebilmektedir. İncelediğimiz dönemin altı yılında olan da budur.

1 yorum:

  1. Güzel çalışma ama daha anlaşılabilir yazılmalıydı. İfadelerde eksiklikler görüyorum. Bu nedenle yorucu bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil