google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 Finansal Göz: Yabancı Yatırımcının Borsa Getirisi Üzerine

24 Nisan 2017 Pazartesi

Yabancı Yatırımcının Borsa Getirisi Üzerine

Borsa İstanbul Hisse Senedi Piyasasında yabancı yatırımcının payı %60 ile %70 arasında değişmektedir. Bu oran yabancı yatırımcıların payı azaldığında %60’a yaklaşmakta, artığında da %70’e yaklaşmaktadır. Günümüzde yabancı payı %65 düzeyindedir. Yani Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcının payı, yerli yatırımcıdan daha fazladır. Ancak bu Borsa İstanbul’da hisse senetleri işlem gören firmaların %65’inin yabancılara ait olduğu anlamına gelmez. Zira Borsa İstanbul’da halka açıklık oranı ortalama %40 düzeylerindedir.

Yabancı yatırımcının getirisini, önceki yazımda değerlendirdiğim yerli yatırımcısının getirisinden farklılaştıran iki neden var.

1.      Yabancı yatırımcı döviz kuru riski alıyor. Yani dövizini bozdurup hisse senedi alıyor. Sonra da hisse senedini satıp sahip olduğu TL ile tekrar döviz alıyor. Döviz alış ve satış dönemleri doğal olarak farklı. Dolayısıyla bu durum getirisine olumlu ya da olumsuz şekilde yansıyabiliyor. Türkiye’de döviz kurları genelde artış gösterdiği için, çoğunlukla olumsuz yansıyor diyebiliriz.
2.      Diğer taraftan yabancı yatırımcının reel getirisini hesaplarken kendi ülkesinin enflasyon oranını dikkate almak gerekiyor. Zira yaşanan ülkenin enflasyon oranı, yatırımcının satın alma gücünü azaltıyor. Borsa İstanbul’a, yabancı yatırımcıların genelde gelişmiş ülkelerden geldiği düşünüldüğünde ve gelişmiş ülkelerdeki enflasyon oranlarının Türkiye’den daha düşük olduğu dikkate alındığında, bu durumun yabancı yatırımcıya olumlu şekilde yansıdığını belirtebiliriz.

Yabancı yatırımcının Borsa İstanbul’dan sağladığı getiriyi değerlendirmek için bazı varsayımlarda bulunmak gerekiyor. Yabancı yatırımcının ABD’de yaşadığını ve yılbaşında gelip yıl sonunda gittiğini varsayacağım. Yani yılbaşında Dolar bozdurup TL, almakta yıl sonunda da TL’yi Dolara çevirmektedir. Böylece yıllık getirileri hesaplama imkânı olacak. 31 yıllık süreci iki döneme ayırdım. Neden böyle bir ayrım yaptığımı önceki yazımda açıkladım.  


         1986-2002 yılları kapsayan ilk dönemde yabancı yatırımcıların getirisi oldukça yüksek. 1989’da yabancı yatırımcının yıllık getirisi %364, 1999’da %246, 1987 ve 1993’de %200 civarında. Yabancı yatırımcının en yüksek kaybı 1988 yılında %69 olarak gerçekleşmiştir. İlk dönemde ortalama yıllık getiri oranı %48’dir. İkinci dönemde yabancı yatırımcı en yüksek getiriyi %113 ile 2003 yılında sağlıyor. Sonrasında 2009 yılında %103’lük bir getiri oranı söz konusu. 2008 yılında ise yabancı yatırımcının kaybı %62 oranında. 2003-2016 yıllarını kapsayan ikinci dönemde yabancı yatırımcının ortalama yıllık getiri oranı %24. Yabancı yatırımcının ikinci dönemde yıllık ortalama getirisi ilk dönemin tam olarak yarısı kadar.  


Yukarıda yer alan grafikte de yabancı yatırımcının reel getirisi bulunmakta. ABD’de enflasyon oranları Türkiye’deki gibi yüksek olmadığından, nominal ve reel getiriler arasında fark fazla değil. Reel getiri konusunda bilgi için ilgili yazı okunabilir. 1989 yılında yabancı yatırımcının reel getirisi %343 ile en yüksek düzeyde. Bu oran 1999 yılında %237, 1993’de de %198 düzeyinde. En yüksek reel kayıp 1988’de %70 olarak gerçekleşmiştir. İlk dönemde ortalama yıllık reel getiri %44’dür. İkinci dönemde en yüksek reel getiri 2003 yılında %109 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında bu oran %98, 2007 yılında da %67’dir. Yabancı yatırımcının 2008 yılındaki reel kaybı ise %62’dir. 2003-2016 yılları kapsayan ikinci dönemde ortalama yıllık reel getiri oranı %21’dir.


Yabancı yatırımcının Borsa İstanbul Hisse Senedi Piyasasında sağladığı getiri oranlarını iki döneme ayırıp incelediğimizde, ilk dönemde hem nominal hem de reel getirilerin daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ancak getiri oranlarındaki dalgalanma, başka bir ifade ile risk de ilk dönemde ikinci döneme göre daha yüksek. Bu durum da finans biliminin risk getiri ilkesi ile uyumlu. Yukarıda yer alan grafikte nominal ve reel getiri arasında çok fazla fark olmaması, ABD’de enflasyon oranlarının Türkiye’nin enflasyon oranlarından çok daha düşük olmasından kaynaklanıyor.

Yabancı yatırımcı yerli yatırımcıdan daha fazla mı kazanmış?

Evet. Önceki yazımda yerli yatırımcıların ortalama yıllık reel getirisinin ilk dönemde %38 (yabancı yatırımcının %44), ikinci dönemde ise %15 (yabancı yatırımcının %21) olduğunu ortaya koymuştuk. Bu durum, yabancı yatırımcının döviz kurundaki artıştan kaynaklı dezavantajının, yaşadığı ülkedeki enflasyon oranının daha düşük olmasının sağladığı avantajdan, daha düşük olmasıyla mümkün olmuştur.

Özetleyecek olursak; Yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’da oldukça yüksek getiriler sağladığını söyleyebiliriz. Ancak 1986-2002 döneminde sağlanan ortalama yıllık getiri, 2003-2016 döneminin iki katıdır. Tabii ilk dönemde risk de daha yüksek. ABD hisse senedi piyasalarında tarihsel olarak yıllık ortalama getiri %12 civarındadır. Türkiye’de ilk dönemde bunun 4 katı, ikinci dönemde de 2 katı kazanç sağlanmıştır. Ancak son iki yılda ise kayıp söz konusudur. Yerli yatırımcıda olduğu gibi yabancı yatırımcının da Borsa İstanbul’da sağladığı getiri zaman içinde azalmıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder