google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 Finansal Göz: Kredi Notumuz Neden Düşük?

10 Mayıs 2017 Çarşamba

Kredi Notumuz Neden Düşük?

Önceki yazımda derecelendirme kuruluşları tarafından ülkelere verilen notların nasıl okunması gerektiğini değerlendirmiştim. Bu yazımda da Standart&Poor’s’un ülkemiz hakkında yaptığı son değerlendirmeyi ele alacağım.

Türkiye’ye Kasım 2012’de Fitch, Mayıs 2013’te de Moody’s’in yatırım yapılabilir notu verdiği günleri bilmem hatırlar mısınız? Ülkemize fon girişi artıyor, Dolar 2 TL düzeylerinin altındaki yatay seyrini sürdürüyor, enflasyon %7, %6 düzeylerine kadar geriliyor ve devlet borçlanma faizleri %5’lere kadar geri çekiliyordu. İlk önce Moody’s sonra da Fitch yatırım yapılabilir notunu geri aldı. Standart & Poor’s ise bu süreçte Türkiye’ye yatırım yapılabilir notu hiç vermedi. Dolayısıyla “sıfırcı hoca” lakabını hak ediyor. Büyük fonlar bir ülkeye yatırım yapmak için söz konusu kredi derecelendirme kuruluşlarının en azından birinden veya ikisinden yatırım yapılabilir nota sahip olmayı gerekli görüyor. Yani yüksek nota sahip olan ülkeler daha fazla fon çekebiliyor.

Standart&Poor’s ne diyor?

Türkiye hakkında son değerlendirmeyi S&P yaptı. Dünya gazetesi yazarı Özcan Kadıoğlu tarafından hazırlanan ve aşağıda yer alan tablo güncel kredi notumuzu gösteriyor. S&P en son 27 Ocak’ta Türkiye’nin görünümünü negatife çevirmişti. Şimdi ise “BB” olan kredi notunu ve negatif görünümü teyit etti.  


S&P geçmişte yüksek büyüme oranlarına da dikkat çekerek, önümüzdeki yıllarda ortalama %3 düzeylerinde bir büyüme beklediklerini ifade ediyor. Türkiye’nin tarihsel verilere bakıldığında ortalama büyüme oranı %5 düzeylerinde, bu oran aynı zamanda Türkiye için potansiyel büyüme oranı olarak da kabul ediliyor. Yani önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin potansiyel büyüme oranının altında büyüyeceği öngörülüyor. Bu durum şüpheniz çok önem arz ediyor. İşsizlik oranlarının ise önümüzdeki yıllarda bir miktar geri gelse de çift haneli oranlarda kalacağı öngörülüyor.

Yumuşak karnımız cari açık

Türkiye yıllardır cari açık veren bir ülke. Maalesef bu durum kısa vadede çözülebilecek gibi de değil. Aynı zamanda çok da kontrolümüz altında görünmüyor. Örneğin ekonominin büyüdüğü enerji fiyatlarının yüksek seyrettiği yıllarda cari açık rekorlar kırabilirken, günümüzdeki gibi ekonominin görece daha az büyüdüğü enerji fiyatlarının düşük seyrettiği yıllarda da 30 milyar Doların üzerinde bir cari açık rakamına sahip oluyoruz. Maalesef bu konuyu uzun vadede çözmeye dönük de önemli bir gösterge yok önümüzde. Hal böyle olunca bu açığı sürdürebilmeniz büyük önem arz ediyor. Yani dışarıdan borçlanabilmemiz gerekiyor. S&P Türkiye’nin dış finansman risklerinin arttığını belirtiyor. Bu durum bankacılık sektörüne ve kamu borçlanmalarına da yansıdı zaten. Bankalar sendikasyon kredilerini daha yüksek faiz oranı ile yenilerken, kamuda da benzer bir durum söz konusu. S&P bu durumun ekonomik yavaşlamaya neden olabileceğini belirtiyor.

Ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla son aylardan uygulanan genişlemeci maliye politikalarının gelirleri önemli ölçüde azaltması bekleniyor. Türkiye’nin elinde kalan son çapa mali disiplindir. Genişlemeci politikalar yüzünden o da elimizde kaçabilir. Bu yıl bütçe açığının milli gelire oranı önemli ölçüde artacak. Ancak belki daha da önemlisi Yap İşlet Devret projeleri ve Kredi Garanti Fonu garantileri ile uzun vadede kamunun büyük bir yükün altında kalma ihtimali gündeme geliyor. Belki kamu borcu sürdürülebilir ancak bu durumlar mali disiplin üzerinde gölge oluşturuyor.

Notumuz artar mı?

Kimileri not artışı beklerken (diğer kuruluşlardan daha düşük notladığı için) S&P kredi notunun, hangi durumlarda düşebileceğini de belirtti. Bizim de son günlerde üzerinde önemle durduğumuz mali disiplin S&P’un da yakın takibinde. Bütçe açığının milli gelire oranı %3’ü geçerse notun düşürülebileceği ifade ediliyor. Diğer taraftan enflasyonun çift haneli kalması halinde de notun tehlikede olduğu belirtiliyor.

Bir diğer önemli konu; S&P erken seçim öngörmüyor. Böyle bir ihtimalin ortaya çıkıp güçlenmesi veya erken seçim sürecine girilmesi mali disiplin üzerinde baskıyı artırarak kredi notumuzun daha düşük seviyelere gelmesine neden olabilir. Çünkü Türkiye’deki geçmiş uygulamalar seçim süreçlerinde mali disiplinin bozulduğunu bize gösteriyor. 

Cari açık veren bir ülkenin dış finansmana ihtiyacı vardır. Kredi notunuz yüksekken dış finansmana daha kolay ve düşük maliyet ile ulaşırsınız, kredi notunuz düşükse de dış finansmana ulaşmanız daha zor ve daha maliyetli olur. Kredi kuruluşlarına kızmak, onlar ile polemiğe girmek yerine, kendi zayıf yanlarımızı güçlendirsek biz kazanmış olmaz mıyız?

2 yorum:

  1. Üreticimiz de , tüketicimiz de "Çakma Milliyetçi" , döviz açığımız devam ettiği sürece biz bağımsız bir ülke olmayı ancak kağıt üzerinde sağlarız.. O zaman neden üretim odaklı politikalar yerine sürekli ithal ikameye dayalı tüketime yönlendiriliyoruz ( hatta büyümemizi de bu şekilde sağlıyoruz)..yerli üretimi destekleyip..lüks ve gereksiz ithalatı vergilendirsek..devlet vergi yükünü harcayandan değil kazanan dan daha fazla alsa..bizde içer gibi gereksizce benzin tüketmesek (bilinçli tüketici olsak)..komşularımızla iyi geçinsek huzur olsa ..bol bol turist gelse..tarım üretimini artsa..çocuklarımızı bilgiye dayalı bir eğitim sistemi ile eğitsek..kısacası Atatürk'ün yolundan gitsek ..ülkemin her yeri bayram yeri gibi olmaz mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim. Bunlar için umudumuzu kaybetmeden daha çok çalışmalıyız.

      Sil