google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-4218368915119241, DIRECT, f08c47fec0942fa0 Finansal Göz: Fed Başkanları Başarının Tadını Çıkarıyor

3 Nisan 2017 Pazartesi

Fed Başkanları Başarının Tadını Çıkarıyor

Amerikan Merkez Bankası (The Federal Reserve System, kısaca Fed) üç temel oluşumdan meydana gelmektedir.


Bunlar;
1.      Federal Reserve Board of Governors: Guvernörler Kurulu, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından aday gösterilen ve ABD Senatosu tarafından atanan 7 üyeden oluşmaktadır.
2.      12 Federal Reserve Banks: ABD bu konuda 12 bölgeye ayrılmıştır ve her bir bölgeyi temsil eden 12 tane Bölgesel Merkez Bankası bulunmaktadır.
3.      Federal Open Market Committee: Federal Açık Piyasa İşlemleri Komitesi oy hakkı bulunan 12 üyeden oluşmaktadır. Bunların 7’si Guvernörler Kurulu üyesi, New York Bölgesel Merkez Bankası Başkanı ve geriye kalan 4 üye de 11 Bölgesel Merkez Bankası’nın Başkanlarından oluşmaktadır. 11 Bölgesel Merkez Bankası Başkanları 1 yıllığına dönüşümlü olarak bu görevi üslenmektedir. Oy hakkı bulunmayan Bölgesel Merkez Bankası Başkanları da Federal Açık Piyasa İşlemleri Komitesi’nin toplantı ve tartışmalarına katılmaktadır. Tüm dünyanın kulak kesilip faiz kararlarını beklediği komite, bu komitedir.

Aşağıda yer alan tabloda Fed’in temel oluşumlarından biri olan 12 Bölgesel Merkez Bankası ve Başkanlarının adları yer almaktadır. Fed’in Mart ayında yaptığı son faiz artışından bu yana, hemen hemen her gün bir, hatta birkaç Bölgesel Merkez Bankası Başkanı basın açıklamaları ile gündeme geliyor.


Bölgesel Merkez Bankaları
Başkanları
1
Federal Reserve Bank of Boston
Eric S. Rosengren
2
Federal Reserve Bank of New York
William C. Dudley
3
Federal Reserve Bank of Philadelphia
Patrick T. Harker
4
Federal Reserve Bank of Cleveland
Loretta J. Mester
5
Federal Reserve Bank of Richmond
Jeffrey M. Lacker
6
Federal Reserve Bank of Atlanta
Marie Gooding
7
Federal Reserve Bank of Chicago
Charles L. Evans
8
Federal Reserve Bank of St. Louis
James Bullard
9
Federal Reserve Bank of Minneapolis
Neel Kashkari
10
Federal Reserve Bank of Kansas City
Esther L. George
11
Federal Reserve Bank of Dallas
Robert S. Kaplan
12
Federal Reserve Bank of San Francisco
John C. Williams

Fed Başkanları ne söylüyor?

            Fed Başkanlarının söylediklerini iki başlıkta toplayabiliriz.

            1. 2017 yılında kaç kere faiz artışına gidilecek?

Konuşmaların neredeyse tamamı bu soru üzerine geliyor. Kimi başkan 2 ya da 3 artışa, kimisi sadece 3 artışa işaret ediyor. Kimisi 4 artışın düşük bir ihtimal olduğunu ifade ediyor. Haber sitelerini bu konuda tararsanız, yüzlerce kez benzer cümleleri karşınızda görebilirsiniz. Adeta Fed Başkanları ABD’nin Küresel Finans Krizinden başarı ile çıkmasının tadını çıkarıyorlar...

ABD Küresel Finans Krizinde azalan kişi başına GSYH’yi çok daha yükseğe yaklaşık 52.000 Dolara kadar çıkardı, işsizlik oranını %4,7’e kadar düşürdü ve enflasyonu %2 düzeylerine çıkarmayı başardı. Küresel finans krizi ile birlikte özellikle gelişmiş ülkelerde deflasyon sorunu baş gösterdi ve ülkeler enflasyon oluşturmak için büyük çabalar gösterdiler. Uzun yıllardır yüksek enflasyon ile yaşanan Türkiye’de, bu durumu anlamak biraz zor olabilir. Bu başarılara Fed’in katkısı tabi ki yadsınamaz. Şimdi de Fed Başkanları basının karşısı geçip her gün konuşmaktan geri durmuyorlar.

Bu arada Fed’in faiz artışlarında “güvercin” tanımına uyduğunu, bunun da gelişmekte olan ülkeleri desteklediğini belirtmek gerekir. Fed Başkanları faiz artışında yavaş davrandıklarını, gelişmekte olan ülkelerin faiz artışlarına hazırlanmak için yeterli zamanlarının olduğunu da belirtmekteler. Fed Başkanları atacakları adımlarda sadece ABD ekonomisini değil, tüm dünyayı göz önünde bulundurduklarını hissettiren açıklamalar yapmaktadırlar. Sanırım bu açıklamaları, dünya üretiminin dörtte birini tek başına gerçekleştiren, dünyanın en büyük ekonomisine sahip olmanın verdiği rahatlıkla yapabiliyorlar. Diğer taraftan küreselleşmenin de etkisi ile bir ülkedeki ekonomik problem sadece o ülke ile sınırlı kalmıyor. Küresel Finans Krizi ABD’de baş gösterip tüm dünyaya orandan yayıldı. Bu konudaki olumsuz durumun telafisi adına da bu tür konuşmalar yapılıyor olabilir.

2. Bilanço kompozisyonuna dair açıklamalar

Bu konuda çok az açıklama yapılsa da bence önemi çok daha büyük ve gelişmekte olan ülkeleri faiz artışlarından daha fazla etkileyecek gibi görünüyor. Fed Küresel Finans Krizi ile mücadele ederken bilançosunu yaklaşık 0,8 trilyon dolardan 4,5 trilyon Dolara kadar çıkardı. Şimdi bilançonun küçülmesi ve/veya kompozisyonun değişmesi gündemde. Bu da piyasalardan likiditenin çekilebileceği anlamına geliyor ki, özelikle cari açık veren bizim gibi ülkeler için bu durum büyük önem arz ediyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ne yapmalı?

Hemen hemen her gün Fed Başkanları veya yetkililerinden açıklama üstüne açıklamalar gelirken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı veya diğer yetkililer ne yapmalı?

Merkez Bankası iletişimi artırmalı “gizemli” olmaktan çıkmalıdır.

Merkez Bankası toplantılar sonrası yapılan yazılı açıklamalar ile yetinmemelidir. Sık sık attığı adımlar ile bilgi vermeli neyi niçin yaptığını anlatmalıdır.

Örneğin; Ocak ortasından bu yana haftalık repo ihalesine neden çıkmadığını anlatmalıdır. Bu uygulamanın hangi ülkelerde hangi dönemlerde başarılı sonuçlar verdiği, Türkiye’nin o ülkeler ve o anki koşullara benzerliği detaylı bir şekilde anlatılmalı, tartışılmalıdır. 

Merkez Bankası son iki buçuk aydır bankalara kullandırdığı fonların %80’inden fazlasını saat 16’dan sonra Geç Likidite Penceresinden kullandırmaktadır. Bunun nedenleri nelerdir? Buradaki hedef nedir? O hedefe iki buçuk aylık uygulamadan sonra ne kadar ulaşılmıştır? Bu ve benzeri soruların Merkez Bankası yetkilileri tarafından daha yoğun bir şekilde tartışılmasında büyük fayda vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder